Egzersizle tetiklenen astım ve perimestrual astım genelde gözardı edilen fenotipler olmakla birlikte ülkemizde bu konularda yapılmış çalışmalar da mevcuttur. (Şekil1).
Egzersizle tetiklenen bronkokonstriksiyon (ETB), egzersiz sırasında ya da hemen sonrasında ortaya çıkan havayolu spazmı olarak tanımlanır. ETB prevalansı %11-50 arasında değişmektedir ve özelikle kışın dış ortamda spor yapan atletler, futbolcular, maraton koşucuları ve yüzücülerde prevalans daha yüksektir (1).
Egzersizle tetiklenen astım ise aynı terim gibi kullanılmasına rağmen tam olarak aynı durumu ifade etmemektedir. Egzersiz, altta yatan astımı olanlarda bir tetikleyici olabilir. Ayrıca egzersizin astımı önlemede yararlı olduğuna dair birçok kanıt mevcuttur.
Ülkemizde bu konuda son 23 yılda yapılmış beş çalışma mevcuttur. Üçok ve arkadaşları tarafından yapılan soğuk havada antreman yapan uzak mesafe koşucularında ETB prevalansı oda havasındaki egzersiz sonrası %35 (7/20 atlet) olarak saptanmıştır. Kontrol grubunda ise prevalans %5 (1/19) bulunmuştur (2). ETB patofizyolojisi ile ilgili olan diğer bir çalışma da ise genç futbol oyuncularından ETB saptananlarda serum nitrik oksit (NO) ve plazma endotelin-1 gibi oksidatif stres göstergesi olan molekülerin arttığı saptanmıştır (3).
Egzersizin astım tetikleyicisi olarak değerlendirildiği iki çalışma mevcuttur. Göksel ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada astım şiddetine göre tetikleyicilere bakılmış, egzersiz tüm kontrol gruplarında benzer oranda etkili bulunmuştur (4). Aydın ve arkadaşlarının astım ve KOAH hastalarında tetikleyicilerin irdelendiği çalışmada ise merdiven tırmanma ve ev işi yapma gibi fiziksel aktiviteler iyi kontrol edilen ve kontrol edilmeyen astımlı hastalarda daha yaygın tetikleyici olarak bildirilmiştir (5).
Egzersizin astım üzerine etkisine dair bir çalışma mevcuttur. Onur ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada astımı kontrol olan hastalarda egzersizin sistemik inflamasyon göstergelerinde (serum IL-1β, monosit IL-1β, IL-2, IL-10) anlamlı düzelme gözlenmiştir (6).
Sonuç olarak egzersizle tetiklenen bronkokonstriksiyon ve tetikleyici olarak egzersizle tetiklenen astım terimlerinin ayırt edilmesi önemlidir. Egzersizin niteliğinin tanımlanması ve hava şartları ile beraber değerlendirilmesi önemlidir. Egzersizle tetiklenen bronkonstriksiyon ve egzersizin astım üzerine etkisine dair patofizyolojik çalışmalara ihtiyaç vardır.
Menstrüasyon, gebelik ve postmenapozal dönemde kadınların astım semptom karakterlerinde değişiklikler olabilir. Perimenstrüel astım, menstruasyon dönemi öncesi ve sırasında astımın kötüleşmesi olarak tanımlanır ve astımlı kadınların %19-40’ında bildirilmiştir (1).
Ülkemizde yapılan ilk çalışma 2002 ylında Oğuzülgen ve arkadaşları tarafından premenstrual astım tanısı olan 11 hastada altta yatan patofizyolojiye yönelik yapılmıştır ve bu hastalarda premenstrual dönemde inflamasyon göstergesi olan FENo ve balgam eozinofili değerlerinin arttığı saptanmış (2).
Ozseker ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada ise hastaların %26’sı premenstrual dönemde, %12’si menstrüasyon döneminde, %51.1’i ise postmenapozal dönemde yakınmalarının arttığını belirtmiştir. Gebelik döneminde ise hastaların %32.3’ü yakınmaları artmıştır (3).
Aydın ve arkadaşlarının yaptığı bir diğer çalışmada ise astım ve KOAH hastalarında spesifik tetikleyici olarak menstrual siklus ya da gebelik arasında fark olmadığı belirtilmiştir (4).
1054 hastada yapılan PHENOTURK çalışmasında ise hastaların %7’si yakınmalarının premenstrual dönemde arttığını belirtmiştir (5). Allerjik durum ve obezite ile ilişki bulunmamakla birlikte kontrolsüz astımı olan grupta prementrual semptomların daha da arttığı gösterilmiştir (5). Tedaviyle ilgili olarak da montelukastın premenstrual semptomu olan hastalarda yararlı olduğuna dair bir çalışma bulunmaktadır (6).
Sonuç olarak, perimenstrual astımın hangi hastalarda geliştiğine dair yeterli veri bulunmamaktadır, ileride çalışılması gereken bir konu olarak görünmektedir. Ayrıca prevalanstaki değişkenliğin çok fazla olduğu göz önüne alınırsa hasta beyanından ziyade semptom değişkenliğini objektif kriterlerlerle değerlendirecek ek çalışmalara ihtiyaç vardır.